L-Arginin, insan vücudundaki birçok proteinin sentezi için gerekli olan bir amino asit olan arginin izomeridir. "Kardiyolojideki en güçlü amino asit" olduğunu söylüyorlar. Genel olarak insan vücudu, arginini karaciğerde sentezleyerek kendi başına üretebilir, ancak yalnızca beslenme dengesi bozulmazsa, aksi takdirde sentez durur. Kendi kendine sentezdeki azalma genellikle 30 yaşında başlar. Bu amino asit kardiyovasküler sistemi etkiler çünkü kandaki normal kolesterol seviyesinin korunmasına yardımcı olur. Yüksek düzeyde kolesterol ve arter duvarlarında tuz birikmesi, kardiyovasküler sistem bozukluklarına, ateroskleroz gelişimine ve diğer kardiyovasküler sistem hastalıklarına yol açabilir. L-Arginin, kan damarlarının iç duvarlarındaki hücrelerden salınan ve kan damarlarının genişlemesini teşvik eden, böylece aterosklerotik plakların gelişimini önleyen nitrik oksitin öncüsü olarak görev yapar. L-Arginin ayrıca normal kan basıncı seviyesinin korunmasına da yardımcı olur. Özellikleri: Arginin, vücudun bağışıklık sistemini uyararak kanserli olanlar da dahil olmak üzere tümörlerin büyümesini yavaşlatır. T lenfositleri üreten timus bezinin aktivitesini arttırır ve boyutunu arttırır. Bu bağlamda arginin, HIV enfeksiyonu ve malign neoplazmlardan muzdarip kişiler için faydalıdır. Karaciğer hastalıklarında da (siroz ve yağ distrofisi) kullanılır, karaciğerdeki detoksifikasyon süreçlerine (öncelikle amonyak nötralizasyonu) katkıda bulunur. Seminal sıvı arginin içerir; bazen erkeklerde kısırlığın karmaşık tedavisinde kullanılır. Bağ dokusunda ve deride de bol miktarda arginin bulunduğundan çeşitli yaralanmalarda etkilidir.
