Ortalama değil orta nokta olarak tercih ettim.
Daha iyisini bulabilirsem alırım.
Daha ucuz ve az sınanmış ürünleri de bazan alıyorum. Daha pahalılarını da. Bu ürünü bir “standart duygu” oluşturmak için seçtim. Denemek için değil.
Çok balık yediğim için balıkyağı kullanımını bırakmıştım. Ancak yediğimiz balıkların kalitesindeki düşüşü geç farkettim. Eskiden, sadece gerekli dönemlerde, alabalık yağını rafine edilmemiş haliyle kullanıyor, bazan onu yoğun (“forte” ya da kendiliğinden yoğun fakat “temizlenmiş”) omega 3 içeren ürünlerle takviye ediyordum. Ancak eski yıllardaki kalitelerinde olmadıklarını da düşünüyordum.
Krill’i EPA/DHA yoğunluğundan dolayı değil emilim kolaylığı, kalitesi, koruyucu madde gerektirmemesi kaliteli ve etkili/etkin astaksantin içermesi yüzünden tercih ediyorum. Yine de rafine edilmemiş ama temiz ya da minimal/gerektiği kadar filtrelenmiş saf balık yağı da alarak kullanıyorum. “Emilim” kapasitesi iyi bir şey fakat her şey de değil. Zeytinyağı ve Tereyağı dışında başka yağ kullanmadığım için dışarda sık yemek yediğim zamanlar “forte”/omega 3 yoğunlaştırılmış ürünler kullanmaya eğilimim var:)
Kimseye ne yapması gerektiğini söylemek istemiyorum. Ben böyle yapıyorum. Düzgün tıbbî tavsiye alabilseydik d3/k2/magnezyum/b1 vs eksikliğine düşmeden, bu kadar zahmet etmezdim. Şimdi oturup üretim süreçlerini, vücuttaki katıldıkları kimyasal prosesleri oturup okuyorum. Mecbur bırakıldık:)
